Kaygımızla Nasıl Baş Ederiz
Kaygı, canlıların hayatlarını yaşanabilir kılmak ve onları harekete geçirmek için önemli bir motivasyon kaynağıdır. Kaygının belli bir miktarı insanı pozitif anlamda motive eder ve hedefe ulaşmayı sağlar.
Kaygı duygusu kontrol edilemediğinde kişiyi işlevsiz kılar. Başlı başına bir sorun haline gelir ve yaşam kalitesini düşürür.
Kişi, zamanla, başına gelmesi muhtemel kötü olayları düşünürken yaşadığı andaki duyguları kaçırır.
Kaygıyı arttıran temel unsurlardan biri olay üzerinde çokça düşünmektir. İnsan beyninin sağlıklı şekilde düşünebilmesi için ona yeni uyaranlar sunmak gerekir; bir sorun ile gereğinden fazla ilgilenmek çözüme yaklaştırmaz, tam tersi bir etki yaratır.
Kişi kaygıya yoğun olarak kapıldığında onu o duyguya iten sorunu etraflıca sorgulamalı ve kaynağını bulmalıdır. Benzer bir durum ile daha önce karşılaşıldığında neler yaptığını ve sorunu nasıl çözdüğünü gözden geçirmelidir. Olabilecek en kötü ihtimali bulup ona çözüm üretmelidir.
İnsan beyni yaşadığı anı olduğundan daha kötüymüş gibi algılama eğilimine sahiptir. Kaygı veren duyguyla karşılaşıldığında bunun dünyanın en kötü olasılığı olmadığını ve yaşadığı anın aslında algıladığından daha pozitif olduğunu kişi kendine hatırlatmalı ve kaygı duygusu yoğunlaştığında kısa süreliğine dikkatini başka bir işe odaklamalıdır. Böylelikle kaygı seviyesini düşürerek soruna daha sağlıklı yaklaşır.
Kaygıya karşı bir diğer çözüm yaklaşımı; kişinin çevresiyle sorunu paylaşırken duygularından çok olayı anlatmasıdır. Böylelikle olaydaki kişinin negatif duygularına ve kaygılanmasındaki haklılığa odaklanılmamış olup sorunun çözümüne dair farklı görüşlerden yararlanılır. Paylaşmaktan kaçınmak, kaygılı kişiyi bir sorunun referans noktasından uzaklaştırır, çözüm çok uzaktaymış gibi gözükür.
Sorunlara karşı çözüm odaklı olmak, negatif ihtimaller kadar pozitif ihtimalleri de göz önünde bulundurmak, olayla karşılaştığı andan altı ay veya bir yıl sonra onun için ne anlam ifade edeceğini düşünmek sorunun üstesinden gelmek için önemli püf noktalarıdır.
Psikolog Büşra Emekli Aklan
Bloglar
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik
19 Mayıs 1919, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi açısın tarihindeki dönüm noktalarından biridir. Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı gün 19 Mayıs, aynı zamanda ülkemizde “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanır. Atatürk Millî Mücadele zamanında ülkenin geleceğinin gençler olduğunu görmüştü. Bu nedenle de “gençlik” kavramı Atatürk için ayrı bir önem taşımıştır. Atatürk gençlerden sık sık bahsederken, yaş sınırı dışında…
Devamını Oku